Sovyetler Birliği Darbe Girişimi - 1991

Gorbaçov, 1985'te iktidara geldiğinde iki önemli reform ortaya atmıştır. Birinci olarak, Sovyet hükümetinin ekonomik ve politik adımlarının yumuşatılmasını istedi. Serbest piyasa politikalarına daha fazla güveniyor ve kapalı komünist politik sistemin demokratikleşmesi gerektiğini savunuyordu. İkinci olarak, Avrupalı devletler ve ABD ile olumlu ilişkiler kurmaya çalıştı. Onun bu çabaları Batı'da takdir gördü ve anti-komünist bir siyaset izleyen ABD Başkanı Ronald Reagan'dan alkış aldı. Ancak ülkede, bu reformlara muhalif olan birçok komünist vardı. SSCB'nin temel değerlerden koparıldığını düşünüyorlardı. Diğer tarafta Komünist Parti'nin önemli siyasetçilerinden olan Boris Yeltsin, reformların daha hızlı, radikal bir biçimde gerçekleşmesini istiyordu. Temmuz 1990'da da Komünist Parti'den istifa ettiğini açıklayarak memnuniyetsizliğini dile getirdi.
Ağustos 1991’e gelindiğinde, reformlardan rahatsız olan ordunun bir kesimi, hükümete karşı bir darbe girişiminde bulunmaya karar verdi, Gorbaçov'un Kırım'a olan ziyaretini de fırsat bilerek darbe girişimine başlandı. Darbecilerin isteği Gorbaçov'un istifa etmesi ve reformların durdurulması idi. Gorbaçov istifa etmemesine karşın, ülkenin ömrünün tamamlandığını sezmeye başladı. Reformların daha radikal bir şekilde uygulanması taraftarı olan Yeltsin, darbe girişimi sırasında halkı sokağa çıkardı ve darbeye katılan askerlerin bir kısmını ikna etmeye çalıştı. Yeltsin'in bu çağrısına kulak asan birçok Sovyet vatandaşı sokağa çıktı ve zayıf organize edilmiş darbe, sadece birkaç gün sonra başarısızlığa uğradı. Gorbaçov ise, Aralık 1991'de devlet başkanlığından istifa ettiğini duyurdu.
Yeltsin, krizden Gorbaçov’un varisi olarak güçlenerek ortaya çıktı. Gorbaçov Aralık ayında istifasını açıkladığında Boris Yeltsin, yeni kurulan Rusya Federasyonu'nun ilk başkanı oldu ve 1999'a kadar başkanlık görevini sürdürdü.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

1923-1950 Arası Türkiye Cumhuriyeti Tarihi

Süveyş Krizi ve Kanalın Millileştirilmesi